Şimdi varlık yokluk derdine düşelim:

Olmayan neyse varlığı eksik olandır.
Varolan neyse yokluğu eksik olandır.
Neyse ya da kimse o zaten vardır.
Her ne kadar varsa da aslında yokluğu aranandır.
Arayışın kendisi yok olana doğrudur.
Olmayan da zaten varlığa dair bir arayışa gebedir.
Gebelik hali varlıkla yokluk arası bir haldir çocuk için. Varlığının farkında mıdır bilemiyorum o bebek.

Olmayan varlığı aranandır.
Varolan yokluğu küçümsenendir.
Küçümsemek sevimsizdir.
Sevimsizlik zaten yokolsundur.
Yokolması istenen hep varolacaktır.
Yokolması istenmeyen ise başına buyruk bir şekilde varolup kaybolacak, yokolup ne hali varsa görecektir.
Görülecek ne varsa zaten görülecektir.
Kader, kısmet.

Olmayan varolana isteği yaratır.
Varolan yok olandan düşünceyi uzaklaştırır.
Bir şeyi düşünmemeyi seçebilmek muhteşem bir kabiliyettir.
Kabiliyet dediğinse zaten ya vardır ya yoktur.
Edinmek istersen önce yokol, sonra bir daha varol.
Varoluş ile yokoluş arasında gidip gelen kim varsa ben tanımıyorum ama.

Olmayan uzaktadır.
Varolan daha uzaktadır.
Uzaklık daima vardır.
Olmadığı zaman fizik, psikoloji, teoloji, küçükbaş hayvancılık, amelelik gibi kavramlar da zaten yoktur.

Varlık ile yokluk bir gün tavla oynuyorlarmış.
Büyük atan varlık olmuş. Varlık başlamış.
İki zarı birden atmış. 5-2 gelmiş.
Oynamış.
Sonra yokluk atmış zarı. 6-4 gelmiş.
Kırmış varlığın bir pulunu.
Ondan sonra varlık 6-6 dan başka zar atmamış. Çünkü çok şanslıymış.